1.AYVALIK GENÇLİK TİYATRO ŞENLİĞİMİZLE İLGİLİ
USUL VE UYGULAMALAR
- Okul tiyatrolarının şenliğe müracaatları Milli Eğitim Müdürlüklerinin izniyle yapılması zorunludur.
- Oyunda görevli oyuncu sayısı 20’yi, tüm ekip sayısı (öğrenci, öğretmen, teknik per.)
25 kişiyi geçmeyecektir.
- Şenliğe katılacak tiyatro eserlerinin, Türk ve Dünya Edebiyatı yazarlarına ait olması tercih edilir, bu kapsamında olmayan eserlerin müracaatları seçici kurulun onayından geçmelidir.
- Şenliğe yapılan müracaatların ön değerlendirmesinde istenen belge ve dokümanlar başvuru formunda belirtilmiştir.
- Ön başvurular, şenliğe son başvuru tarihi olan 19 Mart 2010 cuma günü mesai bitimine kadar Ayvalık Sanat Derneği veya Ayvalık Kültür Sanat Derneğine yapılacaktır.
- Tarafımızdan oluşturulan “Seçici Kurul”ca müracaatların nihai değerlendirmesi yapılacak ve iyi hazırlanmış, Tiyatro sanatının özelliklerini taşıyan, oyunların Şenliğimize katılımları sağlanacaktır. Bu kabul ilgili Milli Eğitim Müdürlüklerine de bildirilecektir.
- İlçemizden şenliğimize katılacak okullar ve tiyatro toplulukları ile, “Şenlik Komite”since kabul görülerek şenliğimize davetleri kabul olunan çevre okul ve tiyatro topluluklarının sorumlularının katılımıyla 22-31 Mart 2010 tarihlerinde temsil günlerini belirlemek amacıyla toplantı veya görüşmeler yapılacaktır. İlgili günde tarafımızca konaklama sağlanmayacaktır.
- Şenliğimizin açılış günü etkinlikleri 27 Nisan 2010 Salı günü yapılacaktır. 30 Nisan 2010 Cuma günü de Şenliğimizin Kapanış etkinlikleri gerçekleştirilecektir. Bu günlerle ilgili programlar daha sonra ilgili Milli Eğitim Müdürlüklerine ve Topluluklara bildirilecektir. Topluluklar Şenliğin açılış ve kapanış etkinliklerine katılımı mümkün olduğu ölçüde azami sayılarla da olsa gerçekleştirmeye çalışacaktır.
- Tiyatro topluluklarının açılış, temsil ve kapanış günü şenlik merkezine ulaşımları taraflarınca sağlanacaktır. Açılış günü etkinlikler gündüz yapılacak olmasından dolayı konaklama yapılmayacak, temsil günü katılımcı tiyatro topluluklarının oyun öncesi yemek ve iaşesi “Şenlik Komitesince” karşılanacaktır.
10. “Seçici Kurul” tarafından değerlendirmeye alınacak başlıca kategoriler şöyledir;
a) Oyunculuk b) Reji c) Müzik d) Dekor e) Kostüm f) Diksiyon g) Afiş
h) Seçici Kurulca değerlendirilebilecek diğer sanatsal faktörler
11. Şenlik Komitesi çok özel durumlar karşısında Şenliğin tarihlerinde değişiklik yapabilir. Böyle durumlarda değişiklik ilgili Milli Eğitim Müdürlüklerine, Okul Müdürlüklerine ve Tiyatro Topluluklarına bildirilir.
Şenlik Komitesi
Ayvalık Sanat Derneği –Ayvalık Kültür Sanat Derneği
ASD-AYKÜSAD
Detaylı Bilgi için;
Ayvalık Sanat Derneği
Tel: 0.532.3857147-0.505.8150851 e-mail: [email protected] |
Ayvalık Kültür Sanat Derneği
Tel: 0.532.6220778 e-mail: [email protected] |
Önce yaptılar sonra YIKTILAR
18 Aralık 2009, 20:16
Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı Küçükköy Beldesi sınırlarında bulunan Sarımsaklı’da ki turistik otellerin sahil şeridi kısmında ki bahçelerinin restoran, havuz ve barların bulunduğu alanlar otel sahipleri tarafından yıkılmaya başlandı.
SUAT SALGIN
TURKHABERLER BALIKESİR - Sarımsaklı’daki sahil şeridindeki otel ve restoranlarla, eğlence yerlerinin Ayvalık Özel İdare Müdürlüğü’ne yıllık ecri misil bedeli ödeyerek kiraladıkları yol kenarına ve plajlara bakan bölümlere havuz, bar ve bahçe yaparak yerli ve yabancı turist müşterilerinin hizmetine sunmuşlardı.
Yıllarca bu şekilde kullanılan alanlar için iki-üç yıldır süren hukuk savaşı Bayındırlık Bakanlığı lehine sona erdi. Bunun üzerine de kıyı kenar kanununa muhalefet etme gerekçesiyle yıkım kararı alınmasının ardından gelen tebliğ uyarınca otel sahipleri de yıkım kararını kendi imkânlarıyla uygulamaya başladılar.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın yürütmesinde bulunan ‘Kıyı Kenar Kanunu’ olarak bilinen yasa gereği, Sarımsaklı mevkiinde sahil şeridinde bulunan turistik otellerin ve restoranların bahçe ve kafe barlarının olduğu ön bölümlere yıkım kararı ile ilgili açılan dava sonunda Açılan dava sonunda yıkımına karar verilen otellerin havuz ve kafe kısımlarının otel işletmecilerinin kendi imkanlarıyla yıkılmasında sonra önceki gün Ayvalık Kaymakamı Nihat Nalbant’ta yıkım alanında incelemelerde bulundu.
Küçükköy Belediye Başkanı Mesut Ergin ile birlikte dolaştıkları yıkım alanı incelemeleri sonrasında açıklamalarda bulunan Kaymakam Nalbant, ‘’ İlçemize bağlı Sarımsaklı dünyaca ünlü bir turizm merkezidir. Açılan dava ve alınan karar gereği uygulanan yıkımın sonucunda, bu bölgeyi önümüzdeki turizm sezonu öncesine kadar en iyi şekilde düzenlememiz gerekecektir. Sayın Belediye Başkanımızla birlikte yapılması gereken çalışmalarımız hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Elimizden gelen tüm imkânlarla otel ve işletmelerin önündeki yıkılan alanları bir an önce turizme yararlı hale getirmeye gayret edeceğiz’’ diye konuştu.
Küçükköy Belediye Başkanı Mesut Ergin’de, ‘’Bu yıkımlarla belediyemizin herhangi bir ilgisi yok. Yıkılan alanlar Hazineye ait olan arazilerdir. Bu alanlarda geçmişte yapılan uygulamalarla turistik otel ve işletmeler tarafından Özel İdare tarafından ecrim esil bedeliyle kiralanmıştı. Şimdi ise kıyı kenar kanuna muhalefet teşkil edildiği gerekçesiyle yıkılmaktadır. Bize düşen de yıkımın yapıldığı bu alanı Kaymakamımızın da desteğiyle bir an önce turizm sezonu öncesi değerlendirerek, turizme kazandırmaktır’’ diye konuştu
Rüzgarcıların Cunda ISRARI
12 Aralık 2009, 09:47
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinin birinci derece doğal SİT, Tabiat Parkı ve Milli Park koruma zırhına bürünmüş olan Alibey Adası’na (Cunda), girişimci firmanın 24 adet rüzgâr tribünü ısrarı sürüyor
SUAT SALGIN
TURKHABERLER BALIKESİR - Rüzgâr santralinin doğal dokuda yaratacağı tahribat çevrecileri ve yöre halkını ayağa kaldırdı. Başkan Türközen, santral için Cunda’dan vazgeçilememesinin mantıksız olduğunu söyledi.
Balıkesir Ayvalık Rüzgâr Enerjisinden Elektrik Üretme Santrali adlı şirket yöre halkının ve belediyenin direnmesine karşın Cunda ısrarından vazgeçmiyor. Zeytin ve çam ağaçlarıyla kaplı Derviştepe, Alibeytepe, Çimtepe, Deveboynutepe ve Aktepe mevkilerindeki yaklaşık 7 km’lik hazine arazileri üzerinde itirazlar hiçe sayılıp, rüzgâr santrali kurulmak istenmesi manidar bulundu. 2003 yılında üretim lisansı alan şirketin, yeniden müracaatı tepki çekti.
CUNDALILAR, BERGAMA KÖYLÜSÜ GİBİ MÜCADELE EDİYOR
Alibey (Cunda) Adasını Kalkındırma ve Koruma Derneği yöneticilerinin, Cunda’da rüzgâr enerjisi üretmek isteyen Balıkesir Rüzgâr Enerjisinden Elektrik Üretimi Santrali Limited Şirketi 11.09.2006 tarih ve EÜ/207-3/352 lisans numarasıyla Cunda’da 30 MW enerji üretmek üzere, 24 adet rüzgar tribünü kurmak için lisans alıp, Ama söz konusu şirketin bu amaçla müracaat ettikleri bölgede bulunan Derviş Tepe, Alibey Tepe, Çim Tepe, Deveboynu Tepe ve Aktepe alanları Milli Parkların sınırları içerisinde ve ‘Mutlak Koruma Alanı’’ sınırları içerisinde olmasından dolayı ilgili bakanlıklara yapmış olduğu itirazlar sonuç vermiş ve şirketin Cunda için yapacağı yatırımın lisansı iptal edilmişti.
Alibey Adasını Kalkındırma ve Koruma Derneği yöneticileri sebep oldukları lisans iptali dışında ada halkı ile birlikte başlattıkları dev imza kampanyasıyla da kamuoyu oluşturarak Cunda’ya Rüzgâr Tribünü kurmak için uğraşan şirketin bu yöndeki girişimlerinin önünü bir kez daha kapatmışlardı.
Ancak, Cundalıların istememesine ve rüzgâr tribünlerinin kurulmasının öngörüldüğü alanların mutlak koruma alanı bölgesinde olmasına rağmen şirket pes etmemekte direniyor.
Balıkesir Ayvalık Rüzgâr Enerjisinden Elektrik Üretme Santrali adlı şirket geçtiğimiz günlerde yeniden lisans başvurusu yaparak, bölgede rüzgâr enerjisi santrali kurmak için girişimlerde bulunması ise tepkilere neden oluyor.
TÜRKÖZEN, ‘’ISRAR ANLAMSIZ’’
Israrın anlamı olmadığını söyleyen Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen, projenin Bursa Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu ve Ayvalık Belediye Meclisi tarafından doğal dokuya zarar vereceği gerekçesiyle defalarca reddedildiğini söyledi. Türközen, “Cunda Adası Koruma ve Kalkındırma Derneği ise bin imza ile Çevre ve Orman Bakanlığına başvurdu. İlgili şirket projeyi tamamlamak için yeni bir girişimde daha bulundu. Biz rüzgâr enerjisine değil, firmanın Cunda ısrarına karşıyız. Bu projenin yeniden dayatılmasının manası yok. Cunda Adası’nı bıraksınlar, rüzgâr enerjisi santralini Cennet Tepesi’ne kursunlar.
Biz, belediye imar planına Cennet Tepesi’nde 200 dönüm rüzgâr enerji alanı işlettik. Gelip Tabiat Parkı içerisine 24 direk dikeceksin, bunların geçiş yolu yapılacak, her bir direk 12 metre çapında ankraj betonla sabitlenecek, direklerin arasına malzemelerin konulacağı odacıklar yapılacak, 24 direğin enerjisi tek hatta düşürülüp santrale taşınacak. O zaman santrali denizin üzerine kursunlar, çevreye daha az zararı olur” dedi.
YABANCI ORTAK ARANIYOR
Referans gazetesinin Ekim 2009 tarihli haberinde ise firmanın proje için yabancı ortak arayışında olduğu belirtilerek, şu görüşler kaydedildi:
“Adana, Sındırgı, Bandırma’da faaliyette olan hidroelektrik santralleri dışında rüzgâr enerjisine de yatırım yaptıklarını belirten Yırcalı Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, bu alanda izinlerinin alındığını ve ölçümleme çalışmalarının bittiğini açıkladı. Yırcalı, “2010 yılında da rüzgâr enerjisi yatırımlarımız tamamlanacak. Akhisar, Cunda ve Samandağ’da düşündüğümüz rüzgâr enerjisi santrali yatırımı için ise yabancı ortaklarla görüşmelerimiz sürüyor. Finansman kolaylığı açısından yabancı ortak önemli” dedi.”
DEMLİKTE KALAN ÇAYI ATMAYIN (bakın nelere deva )
Saçınız mat mı?
Saçınızı şampuanladıktan sonra son su olarak bir çaydanlık ılık çayla durulayın. Bakın saçlarınız nasıl ışıl ışılıyor.
Ayağınız mı kokuyor?
Ilık çay dolu bir leğene ayaklarınızı daldırın ve her akşam yatmadan önce 10 dakika tutun. 10 günde koku diye bir şey kalmayacaktır.
Boğaz ağrılarında Posaları süzüp soğuyan demi boğaz ağrılarında ªgargara olarak kullanılır.
Cildiniz çok mu yağlı?
Banyodan çıkmadan son su olarak bir çaydanlık çay ile teninizi ovuşturun, balsam vazifesi görün.
Derinizdeki yaraların temizlenmesi
Çayı, derinizdeki yaraların temizlenmesi ve antibiyotik etki göstermesi için pamukla tatbik ederek kullanabilirsiniz.
Eliniz balık, soğan mı kokuyor?
Balık ayıkladınız, ellerinizi sabunla yıkadınız ve hala balık kokuyor. Ya da soğan soydunuz, soğan kokuyor. işte kurtarıcınız yine çay. Elinizi demli çayla yıkayın. Bakın bakalım hiç koku kalmış mı?
Gözünüz çapak mı yapıyor?
Kaynamış çayı bir tasa koyup buharı gözünüze gelecek biçimde başınızı üstüne koyun. Ya da ılık çaya batırılmış pamugu gözlerinize ve etrafına tatbik edin .
Yemek yerken dilinizi mi ısırdınız?
Yine ilacı demlikteki çaydır. Ağzınızı günde üç defa çalkalayın, diliniz dokuz yerine üç günde iyileşecektir.
Buzdolabınız koku mu yapıyor?
Demlikte kalmış çay posalarını kurutup bir kap içinde buzdolabının orta rafına yerleştirin, kokudan eser kalmayacaktır.
Engelli açılım
Olacağı buydu. Demokratik açılımların sonucu, gerçekte dev bir kaos olunca, ortalık açılımlarla doldu. Hal böyle olunca da 3 Aralık’ta Ayvalık’ta ki engelliler de “Biz de engelli açılımı isteriz” diyerek, açılımlar konusuna yeni bir boyut getirdiler.
Haklılar mı?
Bence yerden göğe haklılar.
Siyasi pencereden bakan partiler, aslında sayısı 20 milyonu aşan ama 8,5 milyon olarak kabul edilen engellileri ve ailelerini tüzüklerinde kabul edip, gerçekte görmezden gelince engelliler de çözümü açılımda bulacaktır elbette…
Sosyal devlet palavralarıyla, engelliyi işe yaramaz görüp, kenara itip dışlarsan…
Hiçbir sosyal güvenliği olmayan engelli bireye, üç aydan üç aya sadaka verirsen…
Kamu kurum ve kuruluşlarında binlerce engelli personel açığı varken, engelliyi işe alıp çalıştırmazsan…
Hükümet olarak, devlet politikalarında engellileri yeterince tatmin edecek kanunlar çıkaramazsan…
Muhalefet olarak, engellileri sadece oy deposu olarak görüp, seçim sonrası unutursan…
Ülke genelindeki ekonomik krizden en fazla etkilenen engelliyi sadece kömür ve gıda paketleriyle kandırmaya kalkışırsan…
Engelli de “madem demokratik açılımlar var, engellilerin sorunlarını da açın ve birlikte açılalım” der ve demeye de hakkı vardır.
Ayvalık’ta 3 Aralık törenlerinde İçişleri Bakanlığı’na ulaştırılması için Kaymakam Nihat Nalbant’a, Birlik Ortopedik Engelliler Derneği Genel Başkanı Muharrem Parmaksız tarafından verilen 17 maddelik “Engelli Açılımı” talebi de bunun en güzel kanıtıdır. Çünkü engelliler kendisine kimin ya da kimlerin ne maksatla yaklaştığını normal insanlardan daha çabuk ve doğru olarak hissedip, anlarlar.
Yapay yüz ifadeleri ve sadece lafta kalan sözlere karnı toktur engellinin…
Her sabah cadde ve sokaklarda koltuk değneği, tekerlekli sandalye ile gezmek zorunda olmayanlar bunları anlayamazlar.
İşsizliği en derinden yaşayan engelli camiasının, dilendirilmeye itildiği anlayışların yıllarca hüküm sürdüğü ülkemizde, yetkililer engellinin sorunlarına hakkaniyetle eğilmediği sürece, bu yara her daim kanamaya devam edecektir.
Geçici çözümlerle engellinin kanayan yarası pansuman edilemez.
Ülke genelinde Kürt açılımı, Ermeni açılımı gibi açılımlara gidiliyorsa eğer, o halde 8,5 milyon olarak kabul edilen zümrenin sorunların çözüm menşei de, “Engelli Açılımı” olarak benimsenmelidir.
Elerine silah alıp, dağlara çıkanlar için “Kürt Açılımı” hayata geçiriliyorsa, elinde sevgiden başka silahı olmayan engelliler de varlıkları ve tüm gerçekliğiyle “Engelli Açılımı” isteyerek, sorunlarının çözümlenmesini istemekte yerden göğe haklıdır.Ülkemdeki iktidar ve muhalefet partileri engelli gerçeğinin artık farkına varmak zorundadır.Geçici çözümler yerine, kalıcı ve kapsamlı çözümleri bir an önce şekillendirerek, hayata geçirmek zorundadır.
Her yıl tüm Türkiye’de ki engellileri bağrına basan “Engelliler Şenlikleri” ile Engellilerin Başkenti olma yolundaki Ayvalık’tan talep edilen Engelli Açılımı talebi, siyasi arenadaki pek çok parti ve yetkiliye aslında açık bir manifestodur.
Tabi anlayabilene…
Bu duygularla, engellerin aşıldığı bir ülkede engelsiz yarınlar için tüm engellilerin geçmiş 3 Aralık gününü en içten dileklerimle kutluyorum. Esen kalın…